DOLAR
34,4841
EURO
36,3853
ALTIN
2.954,91
BIST
9.296,39
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Zihin beyni arayüz olarak kullanıyor!

Zihin beyni arayüz olarak kullanıyor!
23.05.2024 20:00
11
A+
A-

‘100. Yılında EEG’ temalı 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi’nde “Bipolar EEG: Bir Psikiyatristin Penceresinden Beyin Dalgalarının Ritmi” konusu Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir tarafından ele alındı.

Prof. Dr. Sermin Kesebir: “Zihin, beyni bir arayüz olarak kullanıyor. Psikiyatrik bozukluklar ve bedensel hastalıklar benzer mekanizma ve süreçlerle ortaya çıkarıyor.”

Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘100. Yılında EEG’ temalı 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda yapıldı.

Bireyin varoluşunu hissetme…

Kongrede “Bipolar EEG: Bir Psikiyatristin Penceresinden Beyin Dalgalarının Ritmi” başlıklı konuşma yapan Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, ‘bireyin kimlik duygusu, benlik algısı ve değerlerini içeren karmaşık bir yapıyı nitelendiren’ kendiliğin, bireyin varoluşunu hissetme ve yaşantılama hali olduğunu ifade ederek, yeni doğan bebeklerde kendiliğin parçalı bir yapıda olduğunu ve göstermeci büyüklenmeci bir kendilik ile idealize edilmiş ebeveyn imgesi olarak ikiye ayrıldığını anlattı.

Bebekler idealize ettikleri ebeveyn figürüne bağlanma eğiliminde

Bebeklerin, kendilerini gösterme arzusu ve coşkusuyla hareket ederken, aynı zamanda idealize ettikleri ebeveyn figürüne de bağlanma eğiliminde olduğunu anlatan Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Bu iki kutup arasında sürekliliği ve kalıcılığı olan bir kendilik oluşumu, gerçek ilişkiler ve canlı süreçlerle sağlanır. Zaman ve mekanla ilgili deneyimler birikerek ve birleşerek bütünleşmiş bir kendiliği oluşturur. İnsan yavrusu, kendilik nesnesiyle kaynaşma ve birleşme özlemini gidermeye çalışarak bu bütünleşmeyi gerçekleştirir.” dedi.

EEG’de alfa dalgası üretme yeteneği, bireyin duygusal repertuarı ile bağlantılı

“Kendilik, uzay ve zaman içinde bir oluşumdur ve bütünleşmiş bir kendilik, benlik işlevinin hem kaynağı hem de örgütleyicisidir.” diyen Prof. Dr. Sermin Kesebir, şunları kaydetti:

“Merak ve heves, özne ve idealler, yetenek ve beceriler kendiliğin üçüncü ayağını oluşturur. Bazal kortizol düzeyi, kalp hızı değişkenliği, deri iletkenliği ve istirahat aktivitesi gibi fizyolojik ölçütler, kendiliğin işlevselliği ile ilişkilidir. EEG’de alfa dalgası üretme yeteneği, bireyin duygusal repertuarı ile bağlantılıdır.

Kendilik, canlılık ve özsaygının azaldığı durumlarda örselenebilir

Kendilik, canlılık ve özsaygının azaldığı durumlarda örselenebilir. Bu durumlarda, göstermeci ve büyüklenmeci kendiliğin hasar gördüğü gözlemlenir ve psikomotor retardasyon (zihinsel ve motor faaliyetlerde yavaşlama) gibi belirtiler ortaya çıkar. Kendilik nesnesiyle bağımlı bir ilişki, idealize edilmiş ebeveyn imgesinin talebi karşılanmadığında suçluluk duygusuna yol açar. Bu tablo, depresyon olarak tanımlanır. Örselenme, duygusal veya fiziksel ihmalden kaynaklanabilir ve bipolar bozuklukta en sık gözlemlenen çocukluk çağı travmalarıyla benzerlik gösterir.”

Savunmacı ve telafi edici yapılar kendilik işlevinin sürdürülmesini sağlıyor

Heinz Kohut’un kendilik kuramına göre, savunmacı ve telafi edici yapıların kendilik işlevinin sürdürülmesini sağladığını kaydeden Prof. Dr. Sermin Kesebir, şöyle devam etti:

“Ancak, kendilik nesnesinin zayıflığı veya idealize edilip özdeşleşmeye izin vermeyişi, kötüye kullanım ile ilişkilidir ve kendiliğin parçalanma riskini artırır. Depresif çocuk, hastalık hastası çocuk ve ölü olduğunu hisseden çocuk, eş duyumun yokluğunda yani yaşam veren enerji kaynağının eksikliğinde ortaya çıkar. Böyle durumlarda, bütünleşmemiş saldırganlık, bütünleşmemiş cinsellik ve paranoit konum, kendiliğin çözülme ürünleridir. Bireye özgü temperamental (huy ile ilgili) etkenler, yaşamın erken dönemlerinde nöro gelişimi, duyarlılık ve dayanıklılık yönünde düzenler ve gelecekteki klinik profilimizi oluşturur. Temperamental çeşitlilik, çevresel etkenlerin hangi tipine ve hangi şiddetteki maruziyete nasıl tepki vereceğimizi belirler. Bu, bağışıklık yanıtını düzenler, hastalık şiddetini ve eş tanıları yönetir.

Psikiyatrik bozukluklar nasıl ortaya çıkıyor?

Kendilik patolojisinin semptom düzeyinde kendilik referanslı ruminasyonun (kişinin sürekli olarak kendi düşünceleri, duyguları ve yaşantıları üzerine odaklanarak tekrarlayıcı ve döngüsel bir şekilde düşünmesi) çevresel odaklanmanın önünde yer aldığını gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Zihin, beyni bir arayüz olarak kullanmaktadır. Psikiyatrik bozukluklar ve bedensel hastalıklar benzer mekanizma ve süreçlerle ortaya çıkarıyor. Bu bağlamda, bedensel hastalıkları da kapsayan bipolar spektrumun varlığı mümkün.” dedi.