İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi(İKÇÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığınca bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma İstişare Toplantısına ev sahipliği yaptı.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi(İKÇÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığınca bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma İstişare Toplantısına ev sahipliği yaptı.
YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. H. Haldun Göktaş’ın katılımıyla yapılan toplantıya, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, YÖK Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Mustafa Efe, YÖK Başkanlık Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdülkadir Taşdelen, Ticaret Bakanlığı Eğilim ve Yenilikçi Hizmetler Daire Başkanı Fatih Aydın, Türkiye Maarif Vakfı Sosyal Kültürel Faaliyetler ve Rehberlik Daire Başkanı Hamza Özdemir, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile 35 üniversiteden 98 üst düzey akademisyen katıldı.
Dünya Yükseköğretim Camiasında Stratejik Konumdayız
Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda başlayan toplantıda konuşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, böyle kapsamlı bir toplantıya üniversite olarak ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Küresel rekabette kültürel ve ekonomik anlamda önde olmanın önemli adımlarından birinin uluslararasılaşma olduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin son yıllarda attığı adımlarla dünya yükseköğretim camiasında önemli bir yere geldiğini aktardı. Prof. Dr. Köse, “Fiziksel sınırların yok sayıldığı günümüzde politik nüfuz ile uluslararasılaşmış yükseköğretim arasında yakın ilişki olduğu biliniyor. Ülkeler arasında politik kısıtlardan bağımsız; kotadan, gümrükten, vergiden muaf biçimde yürütülen ulus aşırı eğitim, Batı ülkeleri için önemli bir ticari meta olarak görülmüştür. İngiltere’nin yabancı öğrencilerden yaklaşık 10 milyar pound kazandığı düşünüldüğünde uluslararasılaşmanın iktisadi boyutu daha açık hale geliyor. Ülkemizin son 20 yılda bu alanda attığı adımların ekonomik ve politik sonuçlarına memnuniyetle şahit olmaktayız. Türkiye’de eğitim almış, bizim kültürümüzde yetişmiş öğrencilerin kendi ülkelerinde önemli devlet görevlerine geldiklerinde ülkeler arası ilişkilere nasıl olumlu katkı verdiklerini görmekteyiz” dedi.
'Beyin Göçü’ Yerine ‘Zihin Gücü’ne Odaklanılmalı
Uluslararasılaşmanın öğrenci boyutunun ötesinde geniş perspektifle ele alınmasının önemine değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye’nin stratejik hedeflerine her düzeyde katkı vermesi gereken üniversitelerin ‘beyin göçü’ tartışmaları yerine ‘zihin gücü’ne odaklanması gerektiğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Köse, “Akademik ufkun genişlemesi için uluslararası akreditasyondan öğrenci değişimine, ortak müfredattan araştırma iş birliklerine, uluslararası yayına ve araştırma geliştirmeye kadar geniş bir alan uluslararasılaşmanın çerçevesi içine giriyor. Politikalar, uluslararası iş birliklerini kolaylaştırmaya, akademik kültürün çerçevesini farklılaştırmaya ve nitelikli öğrencilerin değişimini teşvik etmeye odaklanmalıdır. Nitelikli öğrencilerin üniversitelerimize çekilmesi yanında yetkin akademisyenlerin ülkemiz bilim camiasına kazandırılması, küresel ölçekte Türkiye’nin oyun kurucu rolü için son derece önemlidir. Önceki gün Sayın YÖK Başkanımızın açıkladığı rakamlara göre ülkemizde 3 binin üzerinde uluslararası öğretim elemanı sayısına ulaşılmış olması oldukça değerli. Yine son yirmi yılda yayın sayısının 6 kat artması da gelinen nokta açısından çok önemli. Üniversite olarak bu alanda kendi iç süreçlerimizde önemli değişiklikleri hayata geçirdik. Her geçen yıl bir önceki senenin başarısının üzerine çıkmak adına çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Sıralama Kuruluşlarının Listelerinde Tırmanıştayız
YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. H. Haldun Göktaş, yükseköğretim olarak ürettikleri politikalarla uluslararasılaşmaya sadece uluslararası öğrenci tarafından bakmadıklarını aktardı. Yükseköğretim kurumlarının uluslararası görünürlüğü ve saygınlıkları, araştırma kapasitesi gibi birçok alt kavramı ele aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Göktaş, Türlüye yükseköğretiminin son yıllarda sıralama kuruluşlarının listelerinde daha fazla yer almış olmalarının sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi. YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, “OECD verileri ışığında, Türkiye’nin bilimsel doküman üretiminde dünya genelinde 22. sıradan 17. sıraya yükselmesi memnun edici bir gelişmedir. Son 20 yılda Türkiye adresli uluslararası yayın sayılarının dünya içerisindeki payı, yüzde 1,23'ten yüzde 1,77'ye çıkmıştır. Hem Başkanlığımızın sağladığı teşvik politikaları hem de üniversitelerimizin çabalarıyla önümüzdeki yıllarda araştırma geliştirme ve akademik yayınlar açısından dünyada örnek bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Ülkemiz üniversitelerinin tüm dünyada tanınması yönünde en üst düzeyde çalışmalar yürütüyoruz” dedi.
Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanının Güçlü Bir Paydaşı
Yükseköğrenim için Türkiye’yi tercih eden uluslararası öğrencilerin sayısı son 20 yılda büyük bir ivme kazandığına dikkat çeken YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, Türkiye’nin Avrupa yükseköğretim alanının etkin ve güçlü bir paydaşı olma statüsünde olduğunu belirtti. Prof. Dr. Göktaş, “2000-2001 akademik yılında ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı 16 bin 656 iken, bu sayı 2022-2023 akademik yılında 300 bini aşmıştır. Bugün geldiğimiz noktada uluslararası öğrenci sayısının niceliksel olarak 300 bini aşması yakın gelecekte dünya genelinde daha üst sıralara çıkacağımızın önemli bir göstergesidir. Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanında öğrenci sayısı en fazla olan ülke olmasının yanı sıra, UNESCO verilerine göre 2019 yılında OECD ülkeleri arasında uluslararası öğrencilerin en fazla tercih ettiği ülkeler arasında onuncu, Avrupa yükseköğretim alanı ülkeleri arasında ise, beşinci sırada yer almaktaydı. Bu bağlamda ülkemizi önümüzdeki yıllarda daha yukarıya taşımak başlıca amaçlarımızdan biridir. Ayrıca 2004 yılından bu yana dahil olduğumuz Erasmus Değişim Programı kapsamında, 70 bine yakın öğrenci ile 25 bine yakın akademik personel hareketlilikten yararlanarak ülkemize gelmiştir. Bu bakımdan Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanının etkin ve güçlü bir paydaşı olma statüsünü korumaktadır” diye konuştu
Dünyanın Farklı Coğrafyalarındaki Ülkeler İle Yeni Programlar
Yapılan iş birliği protokollerin niceliğinden ziyade niteliğinin önemli olduğunu söyleyen YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, YÖK’ün kuruluşundan itibaren 61 farklı ülke ile yükseköğretim alanında iş birliğine yönelik toplam 95 adet protokol imzaladığı bilgisini verdi. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı olarak üniversitelerin, kültürel çeşitliliği benimsemeleri ve kurumlar arası uluslararasılaşma sürecine dâhil olmalarını teşvik etmeye devam ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Göktaş, “Bugüne kadar onayladığımız 280 ortak diploma programının tarafı olan ülkeler önceden daha çok Avrupa ve ABD ağırlıklı iken; son yıllarda desteklediğimiz çeşitlilik politikası gereğince Kırgızistan, Özbekistan, Ürdün, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Makedonya, Malezya gibi dünyanın farklı coğrafyalarındaki ülkeleri ile de yeni programlar yürütülmeye başlandı. Umuyoruz ki gelecekte üniversitelerimiz mevcut iş birliklerini genişleterek, kendilerine yeni imkânlar yaratacaklardır. Başkanlık olarak yükseköğretim alanında iş birliği içinde olduğumuz ülkelerin öğrencilerine yönelik sağladığımız YÖK Bursları, 2013 yılından bu yana uluslarasılaşmada önemli bir araç olan Mevlâna Değişim Programı, Proje Tabanlı Uluslararası Değişim Programı, YÖK Türkoloji Bursları, YÖK-Yabancı Dil Eğitim Bursu olarak sayılabilir” dedi.
TR-YÖS Sevindirici Bir Gelişme
‘Study in Türkiye’ markasını olgunlaştıracak adımlar atmaya devam ettiklerini ifade eden YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, ÖSYM’nin 2023 yılından itibaren uygulayacağı Türkiye Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavının (TR-YÖS) uluslararasılaşma hedefleri doğrultusunda önemli bir gelişmeyi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Göktaş, “Bir yandan Study in Türkiye markamız altında sanal fuarlar düzenlerken diğer yandan yüz yüze düzenlenen uluslararası fuarlara etkin katılım sağlanması için Bakanlıklar nezdinde her türlü girişimde bulunuyoruz. Ticaret Bakanlığının teşvikleri bunun en güzel örneği. Uluslararasılaşma hedeflerimiz doğrultusunda güzel gelişme olan TR-YÖS Sınavına ortaöğretiminin tamamını yurt dışındaki ortaöğretim kurumlarında örgün eğitim almak suretiyle bitiren veya bitirme aşamasında olan yabancı uyruklular, T.C. vatandaşları, KKTC vatandaşları ve mavi kartlılar girebileceklerdir. İlk sınav 29 Ocak 2023 tarihinde Türkçe, Almanca, İngilizce, Fransızca, Rusça, Arapça dillerinde Türkiye dışında toplam 23 ülkede yapılacaktır” şeklinde konuştu.
Yükseköğretim Diplomasinin Önemli Bileşeni
Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya da konuşmasında bakanlık olarak yapılan desteklere değindi. Uluslararasılaşmanın en önemli araçlarından birinin yükseköğretim kurumları arasında imzalanan iş birliği ve ortak eğitim-öğretim program protokolleri olduğunu kaydeden Büyükelçi Kaya, diplomasinin önemli bileşeni olan ‘yumuşak güç’ kavramını dikkate alarak etkin bir dış politika yürüttüklerini belirtti. Bakanlığımız 2022 Kasım ayı itibariyle 25 ülke ile birçok alanda imzalanan iş birliği anlaşması imzalanmasına katkıda bulunmuştur. Dış temsilciklerimiz ile yükseköğretim kurumlarımızın yurt dışındaki çalışmaları desteklenmekte ve yakından takip edilmektedir. Son olarak 2022 yılında Kolombiya ile imzalanan mutabakat zaptı ile yükseköğretim alanında imzalanan protokol sayısı toplam 94’e ulaşıldı. Ayrıca Maarif Vakfının yurt dışındaki faaliyetleri desteklenmeye devam edilmektedir” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından YÖK Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Mustafa Efe’nin sunumuyla Yükseköğretimde Uluslararasılaşma İstişare Toplantısının oturumlarına geçildi. Ticaret Bakanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye Ulusal Ajansı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Türkiye Maarif Vakfından temsilcilerin sunumlarıyla devam etti.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı