DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Yaşlanma süreci ağız ve diş sağlığını nasıl etkiliyor?

Yaşlanma süreci ağız ve diş sağlığını nasıl etkiliyor?
27.03.2024 13:52
21
A+
A-

Yaşlanma süreci ağız ve diş sağlığını nasıl etkiliyor?

Yaşlanmayla diş eti hastalıkları ve diş çürümesi gibi problemlerin arttığına dikkati çeken uzmanlar, bu problemler tedavi edilmezse diş kaybına yol açabildiğini söylüyor.

Diş eti hastalıklarının diş kaybının en önemli nedenlerinden biri olduğunu dile getiren Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Yaşlı bireylerin ağız ve diş sağlığını korumak genel sağlık ve yaşam kalitesi için çok önemli.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, yaşlanma sürecinde ağız ve diş sağlığının nasıl etkilendiği hakkında bilgi verdi. 

“Diş eti hastalıkları ve diş çürümesi tedavi edilmezse diş kaybına yol açabilir”

Yaşlanma ile birlikte diş eti hastalıkları ve diş çürümesi gibi problemlerin arttığına dikkati çeken Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Bu problemler tedavi edilmezse diş kaybına yol açabilir. Diş eti hastalıkları da diş kaybının en önemli nedenlerinden biridir. Yaşlı bireyler, diyabet, kalp hastalığı ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi kronik hastalıklara sahip olma eğiliminde olduklarından diş eti hastalıklarına daha yatkındırlar.” dedi.

“Yaşlanma ile birlikte tat alma duyusu da azalabiliyor”

Tükürüğün ağızdaki yiyecekleri yıkadığı ve bakterileri yok ettiği için ağız ve diş sağlığı için önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Yaşlanma ile birlikte tükürük üretimi azalır bu da ağız kuruluğuna ve diş çürümesi ve diş eti hastalıklarına daha yüksek risk anlamına gelir. Ağız kuruluğu ise tat alma duyusunda azalma, yutma güçlüğü ve ağızda yanma hissi gibi çeşitli problemlere yol açabilir. Ayrıca yaşlı bireylerde, protez kullanımı veya bazı ilaçların yan etkisi gibi çeşitli nedenlerden dolayı ağız yaraları da yaşanabilir. Yaşlanma ile birlikte tat alma duyusu da azalabilir. Bu durum, beslenme düzenini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.” diye anlattı.

Yaşlı bireylerin ağız ve diş sağlığını korumak için öneriler

Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, yaşlı bireylerin ağız ve diş sağlığını korumak için şu önerilerde bulundu:

“Günde iki kez diş fırçalamak ve günde bir kez diş ipi kullanmak. Düzenli olarak diş hekimi kontrolünden geçmek. Diş eti hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi için gerekli adımları atmak. Şekerli ve asitli yiyecek ve içeceklerden kaçınmak. Yeterli su içmek. Tükürük akışını artırmak için sakız çiğnemek veya şekersiz pastiller kullanmak. Protezin hijyenine dikkat etmek. Düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek.”

Yaşlı bireylerin ağız ve diş sağlığını korumanın genel sağlık ve yaşam kalitesi için önemli olduğunu da ifade eden Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Düzenli diş bakımı ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları ile yaşlı bireyler, ağız ve diş problemlerini önleyebilir ve diş hekimi olarak yapacağımız takip ve tedavilerle sağlıklı bir gülümsemeye sahip olabilirler.” dedi.

Yaşlı hastalarda yaygın sorun; diş eksikliği…

Diş eksikliği durumlarında yaşlı hastalara hangi seçeneklerin sunulduğunu da anlatan Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Diş eksikliği, yaşlı hastalarda yaygın bir sorundur ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Diş eksikliğini gidermek için çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur.” dedi.

Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, en yaygın seçeneklerin başında protez dişler olduğunu kaydederek, protez dişleri şöyle sıraladı:

  • Tam Protez: Tüm dişlerin eksik olduğu durumlarda kullanılır.
  • Parsiyel Protez: Bir veya birden fazla dişin eksik olduğu durumlarda kullanılır.
  • İmmediat Protez: Dişler çekildikten hemen sonra takılan geçici protezlerdir.
  • Diş köprüleri: Eksik dişlerin yerini doldurmak için komşu dişlere tutturulan protezlerdir.

Protez dişlerin avantajları ve dezavantajları ne?

Protez dişlerin nispeten daha uygun maliyetli olduğunu, hızlı bir şekilde uygulanabildiğini ve çıkarılarak temizlenebildiğini de kaydeden Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, protez dişlerin dezavantajlarını ise konuşma ve çiğnemeyi zorlaştırma ile ağızda rahatsızlık hissi yaratma olarak ifade etti.

İmplantların avantajları var mı?

Diş eksikliğini gidermek için diğer bir seçeneğin de implantlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, “Yapay diş kökü görevi gören ve çene kemiğine yerleştirilen titanyum vidalardır. Üzerlerine diş kronları veya köprüler yerleştirilir. İmplantların avantajları; Doğal dişlere en yakın işlevi ve estetiği sağlar, konuşma ve çiğnemeyi kolaylaştırır ve uzun ömürlüdür. İmplantların dezavantajları ise; protezlere göre daha pahalıdır, cerrahi bir işlem gerektirir ve her hasta için uygun olmayabilir.” diye bilgi verdi.

“İyi bir ağız hijyeni, diş eksikliğinin önlenmesinde önemli rol oynuyor”

Yaşlı hastaların diş hekimi kontrollerini düzenli olarak yaptırmalarının önemine de işaret eden Prof. Dr. İbrahim Berk Bellaz, sözlerini şöyle tamamladı:

“İyi bir ağız hijyeni, diş eksikliğinin önlenmesinde ve tedavisinde önemli rol oynar. Yaşlı hastalar, diş eksikliği sorununu çözmek için çeşitli tedavi seçeneklerine sahiptir. Doğru tedavi seçeneği ile yaşlı hastalar, genel sağlıklarını ve yaşam kalitelerini önemli ölçüde iyileştirebilirler. Yaşlı hastalar için en iyi tedavi seçeneği, hastanın bireysel ihtiyaçlarına ve tercihlerine bağlıdır.”