Plastik Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, ekonomik beklentiler açısından 2024 yılının hem dünya hem de Türkiye açısından oldukça zor bir yıl olarak hatırlanacağını söyledi. Yüksek enflasyon, büyümedeki yavaşlama ve cari açık ile yeni bir yıla giriş yapacağımızı belirten Karadeniz, “2025, kolay bir yıl olmayacak. Değişen ve zorlaşan küresel rekabetin bizi beklediği gerçeğini bilerek hareket etmeliyiz” dedi.
Ekonomi dünyası yeni bir yıla hazırlandığımız şu günlerde, ekonomik trendleri mercek altına aldı. İş dünyası profesyonelleri 2025 yılına ait ekonomik öngörüleri merak ederken, küresel ekonominin geleceğine de dikkat kesildi. Küresel çapta rekabet eden şirketler, yatırımcılar ve girişimciler için dünya ekonomisinin geleceğini anlayabilmek, hayati önem taşıyor. Hiç şüphesiz 2025 yılı da bu açıdan dikkat çekici bir yıl olarak karşımızda duruyor.
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, küresel ekonomide yaşanan gelişmelerin, ülke ekonomisinde belirleyici bir unsur olacağını söyledi. Küresel ekonomiye ilişkin risk ve belirsizliklerin, 2024 yılında olduğu gibi yeni yılda da oldukça yüksek olduğunu anlatan Karadeniz, “2024 yılının genelinde dünya, ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler yaşarken hiç şüphesiz ülkemiz de bu süreçten nasibini aldı” dedi.
Yüksek enflasyon, büyümedeki yavaşlama ve cari açık ile yeni bir yıla giriş yapacağımızı belirten Karadeniz, 2025 yılının kolay bir yıl olmayacağını ifade etti. Yeni yılın ilk birkaç ayında enflasyon rakamlarının iyi izlenmesi gerektiğine dikkat çeken Karadeniz, “Oluşan enflasyon rakamlarına göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde faiz indirimlerini görebiliriz. Göstergelere baktığımız zaman yılın ilk altı ayının zor geçeceğini söyleyebiliriz. Enflasyonun düşmesi ve faizlerin geri gelmesiyle yılın ikinci yarısı şekillenecek” diye konuştu.
Dünya genelinde yüksek enflasyonla mücadele etmek için merkez bankalarının yöneldiği sıkı para politikaları sonucu, artan faiz oranları ve döviz kurundaki gelişmelerin küresel bir durgunluğa yol açtığını anlatan Karadeniz, ekonomik beklentiler açısından 2024’ün hem dünya hem de Türkiye için oldukça zor bir yıl olarak geride kaldığını belirtti. Başkan Karadeniz, büyüme perspektifi açısından zorlu bir yıla girmeye hazırlandığımızı söyleyerek, “Değişen ve zorlaşan küresel rekabetin bizi beklediği gerçeğini bilerek hareket etmeliyiz” dedi.
Sanayide kan kaybı yaşanıyor
Parasal sıkılaştırma sürecinde yüksek faiz, düşük kur ve dış pazar daralması gibi faktörlerin giderek artan etkisiyle sanayide kan kaybının yaşandığını ifade eden Karadeniz, yeni yılın ilk altı ayının sanayiciyi zorlayacağını belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı ekim ayı sanayi üretim verisinin, ekonominin son çeyrekte de küçülmeye devam edeceğinin bir göstergesi olduğunu anlatan Karadeniz, sanayide yaşanan kan kaybının başlıca nedenlerini şöyle açıkladı:
“Yüksek faiz ve genel olarak parasal sıkılaştırma, ekonominin tüketim ayağından çok üretici kesimleri etkiledi. Türk sanayisinin yüzde 90’ını oluşturan KOBİ’lerimiz, üretim, tedarik ve satış sorunları ile birlikte ciddi finansal sorunlar yaşıyor. Yüzde 50’lere çıkan politika faizi, çekiciliği sebebiyle kaynakları üretimden ziyade faiz getirisine yönlendirdi. İhracatçımızın düşük kur sebebiyle küresel pazarda rekabet gücü azaldı.”
Ekonomide normalleşme beklentisi
ikinci yarıyıla kaldı
Çatı kuruluş PLASFED Başkanı, küresel ekonomide görülecek nispi olumlu gelişmenin, Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarı ve yapısal reformu önceleyen politikaların uygulanması açısından nispeten olumlu bir ortam yaratacağını ifade etti. 2025’in ikinci yarısında dünya gibi Türkiye’nin de normalleşme sürecine girmesi gerektiğine işaret eden Karadeniz, bunun en önemli koşulunun enflasyonun düşürülmesi ve ekonomik istikrarın tesis edilmesiyle mümkün olduğunu bildirdi. Sanayi üretiminde üst üste küçülmenin görüldüğünü ancak PMI verileri gibi geçtiğimiz aylara nazaran belirgin bir şekilde hız keserek daraldığını anlatan Karadeniz, 2024 yılının son aylarında yaşanan ihracat miktarında görülen artışın da etkisiyle yılın ikinci yarısında normalleşmenin görülebileceğini kaydetti.