DOLAR
37,9821
EURO
41,1631
ALTIN
3.767,34
BIST
9.659,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
18°C
İstanbul
18°C
Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
19°C
Pazartesi Çok Bulutlu
17°C
Salı Hafif Yağmurlu
13°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
15°C

Halit Ziya Uşaklıgil’in kaleminden geç dönem Osmanlı’ya ve edebiyata dair anıla

Halit Ziya Uşaklıgil’in kaleminden geç dönem Osmanlı’ya ve edebiyata dair anıla
26.03.2025 11:08
4
A+
A-

1865 doğumlu Halid Ziya Uşaklıgil’in yaşamının ilk dönemini anlattığı anı kitabı, Kırk Yıl Can Yayınları etiketiyle raflarda. Başta II. Abdülhamid dönemi olmak üzere II. Meşrutiyet ve sonrasında yaşananları kendi deneyim ve tanıklıkları üzerinden anlatan Uşaklıgil, edebiyattan sanata, devrin İstanbul’undan kültürüne kadar birçok konuya dair düşüncelerini açık sözlülükle dile getiriyor. 

 

Halid Ziya Uşaklıgil’in yaşamının ilk dönemini anlattığı anı kitabı Kırk Yıl, ilk cildiyle okurla buluşuyor.

Kırk Yıl’da başta II. Abdülhamid dönemi olmak üzere II. Meşrutiyet ve sonrasında yaşananları kendi deneyim ve tanıklıkları üzerinden anlatan Uşaklıgil, edebiyattan sanata, devrin İstanbul’undan kültürüne kadar birçok konuya dair düşüncelerini açık sözlülükle dile getiriyor. Dönemin edebiyat çevreleri ve saray erbabını da işin içerisine dahil eden kitap, geç dönem Osmanlı’ya dair sunduğu panoramayla dikkat çekiyor.

 “Hatıralar arasında bu seyranı nasıl düşündüm ve niçin buna başlıyorum. İnsanların hisleriyle kararları ve hareketleri arasındaki bağlar o kadar dolaşık ve karışık bir yumaktır ki bunu çözmeye, bilmem, daima imkân var mıdır?

….  

“Bir uyuşukluk içinde sakit bir matemle düşündüm, hayır düşünmek değil… Kendiliğinden, hep beraber uyanan düşüncelerin, hayallerin, hatıraların ortasında ezilmiş, bunalmış gibiydim. Bütün çocukluğuma, gençliğime, hayatımın bazen gülen, ekseriya ağlayan bütün hengâmelerine ait simalar, takım takım, el ele, karmakarışık bir deveranla etrafımı sarıyorlardı. Ben bu izdihamın ortasında yol açmaya çalışan ellerle, birçoğunu tekrar görmek istemeyerek, birçoğunun yanından geçerken irkilerek, tevakkuf ederek, daha sarih temaslarla telakilerimde geçirmek arzusuyla titrerken meçhul bir rüzgârın müstebit sevkiyle başkalarına sürüklenerek dolaştım. Neler, neler vardı; hayat önüme yığınlarla ne büyük kümeler yığmıştı! Bunları ayıklamak, ayıklananları daha vuzuhla görmek mümkün olmaz mıydı?”