DOLAR
38,4149
EURO
43,7601
ALTIN
4.095,06
BIST
9.432,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazar Açık
15°C
Pazartesi Çok Bulutlu
14°C
Salı Az Bulutlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C

Deprem Kadar Tehlikeli

Deprem Kadar Tehlikeli
25.04.2025 15:56
4
A+
A-

Depremde fiziksel güvenliğiniz kadar sakinliğinizi ve ruh sağlığınızı korumanız da hayati önem taşıyor.

 

İstanbul’da 23 Nisan günü meydana gelen deprem, yalnızca binaları değil bireylerin ruh sağlığını da sarstı. Depremin ardından İstanbul genelinde birçok kişi panik atak, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi ve travmaya bağlı düşmeler gibi nedenlerle sağlık kurumlarına başvurdu. Uzmanlar, depremin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik etkileriyle de mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Uzm. Psikolog Tuğçe R. Tuncel Dursun, deprem anında yaşanan panik halinin nasıl kontrol altına alınabileceğine dair önemli bilgiler verdi.

 

Depremde Panik, Kontrolsüz Davranışlara Yol Açabiliyor

 

Uzm. Psikolog Dursun, deprem gibi beklenmedik afetlerde insanların doğuştan gelen “savaş ya da kaç” tepkisinin devreye girdiğini belirtiyor. Bu tepki kalp atışlarının hızlanmasına, nefes darlığına, titremeye ve kontrolsüz davranışlara neden olabiliyor. “Korku duygusu çok doğal ve sağlıklı bir tepkidir. Ancak bu korkunun paniğe dönüşmesi hem kişinin hem de çevresindekilerin hayatını riske atabilir,” diyen Dursun, 23 Nisan günü yaşanan olayın bunun en açık örneği olduğunu ifade ediyor.

 

Yaralanmaların Çoğu Yüksekten Atlamaya Çalışırken Yaşandı

 

Uzm. Psikolog Dursun, son depremdeki yaralanmaların bireylerin panikle hareket etmesinden kaynaklandığını belirterek şu uyarıda bulundu: “Sarsıntı sırasında en güvenli yer, yapı içindeki korunaklı noktalardır. Ancak birçok kişi korku ve panikle balkonlardan atladı ya da merdivenlere yöneldi. Bu davranışlar fiziksel olarak daha büyük tehlikelere neden olabilir. İlk tepki refleksinin eğitimle değiştirilmesi gerekiyor.”

 

Panik Atak Deprem Anında Tetiklenebiliyor

 

Panik bozukluğu olan bireylerde deprem gibi ani gelişen olaylar atakları tetikleyebiliyor. Uzm. Psikolog Dursun, bu durumun ani terleme, göğüs sıkışması, baş dönmesi, bayılma hissi, kontrol kaybı ya da ölüm korkusu gibi belirtilerle kendini gösterdiğini vurguluyor. Bu belirtilerin sadece panik atak kaynaklı olduğunu anlamak, kişinin “kalp krizi geçiriyorum” gibi yanlış düşüncelerle daha fazla korkuya kapılmasını önleyebilir.

 

Psikolojik Dayanıklılık, Afetlere Karşı En Önemli Kalkan

 

Uzm. Psikolog Tuğçe R. Tuncel Dursun, afetlerin psikolojik etkilerine karşı hazırlıklı olmanın en az fiziksel hazırlık kadar önemli olduğunu belirtiyor. Deprem öncesinde ve sonrasında psikolojik ilk yardımın önemi giderek artarken dayanıklılığı güçlendirmek için bireylerin stres yönetimi, nefes egzersizi ve gevşeme teknikleri gibi yöntemleri öğrenmesi öneriliyor. Kendinizi tanımak, ne zaman profesyonel destek almanız gerektiğini bilmek en güçlü savunma mekanizması.

 

Deprem Anında Panik Kontrolü İçin Uygulanabilecek Yöntemler

 

Deprem gibi yüksek stresli anlarda bireylerin psikolojik dayanıklılıklarını devreye sokmaları büyük önem taşıyor. Uzm. Psikolog Dursun, panik halini kontrol altına almak için şu önerilerde bulunuyor:

 

  • Nefesinize odaklanın: Burnunuzdan derin nefes alıp ağzınızdan yavaşça verin. Bu, vücudunuzu sakinleştirir.
  • Düşüncelerinizi yönetin: “Şu an güvendeyim”, “Bu bir panik atağı, geçecek” gibi olumlu iç konuşmalar yapın.
  • Dikkatinizi dış dünyaya yönlendirin: Etrafınızdaki nesneleri saymak ya da fiziksel olarak hissettiklerinize odaklanmak sizi gerçeklikte tutar.
  • Fiziksel güvenliğe odaklanın: Panik anında kaçmak yerine bulunduğunuz yerde güvenli bir alana geçmeye çalışın. Camdan atlamak ya da merdivenlere yönelmek tehlikelidir.

 

Çocuklar da Yetişkinler Kadar Etkileniyor

 

Deprem gibi doğal afetlerden çocuklar da oldukça etkileniyor. Çocukların yaşadıkları travmaları farklı yollarla dışa vurduklarına dikkat çeken Uzm. Psikolog Dursun aileleri şu şekilde uyardı:

 

Açıklama Yapın: Depremin ne olduğunu sade ve anlaşılır bir dille anlatın. “Korkmuş olman çok normal” gibi cümleler kurarak duygularını doğrulayın.

Güven Duygusu İnşa Edin: “Ben yanındayım, birlikte güvendeyiz” gibi cümleler, çocuğun zihin haritasında tehdit algısını hafifletir.

Oyunla İşleyin: Çocuklar için travmatik olayları oyun yoluyla ifade etmek iyileştirici bir yoldur. Basit oyuncaklarla deprem senaryoları kurgulamak faydalı olabilir.

Rutinlere Dönüş: Günlük yaşam rutinlerini hızla geri kazandırmak çocuğun kontrol duygusunu pekiştirir.

 

Deprem Sonrası Psikolojik Belirtiler Hafife Alınmamalı

 

Depremin ardından bazı bireylerde uykusuzluk, kâbus görme, aşırı irkilme, sürekli deprem olacakmış gibi bir his ya da sosyal hayattan çekilme gibi durumlar gelişebilir. Uzm. Psikolog Dursun, bu tür belirtilerin travma sonrası stres bozukluğuna işaret edebileceğini, bu durumda mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini vurguluyor.

 

Panik Anında Doğru Bilgilenme Kargaşayı Önlüyor

 

Deprem anında yanlış bilgiye kapılarak hareket etmek kaosa neden olabilir. “Özellikle sosyal medyadaki teyitsiz bilgiler kişilerin kaygı düzeyini artırıyor. Bilgiyi doğru kaynaktan almak ve güvenilir yönlendirmelere kulak vermek büyük fark yaratır,” diyen Uzm. Psikolog Dursun, bireyleri bu konuda dikkatli olmaya çağırıyor.

 

Ruhsal Destek, Afet Sonrası İyileşme Sürecini Hızlandırıyor

 

Toplumda deprem gibi travmatik olaylardan sonra duygusal destek arayışı giderek artıyor. Erdem Sağlık Grubu’nda görev yapan Uzm. Psikolog Tuğçe R. Tuncel Dursun, “Konuşmak, paylaşmak ve destek almak kişinin ruhsal iyileşme sürecini ciddi ölçüde hızlandırır,” diyerek özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bireyler için bu sürecin profesyonel destekle yürütülmesinin önemine dikkat çekiyor.