Dünya genelinde her 50 kişiden birini etkileyen bipolar bozukluk, bireylerin ruh hali, enerji seviyesi ve günlük işlevlerini derinden etkileyen ciddi bir psikiyatrik hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Manik ve depresif ataklarla seyreden bu bozukluk, toplumda hala yeterince bilinmiyor.
Psikiyatrist Uzm. Dr. Ferah Vedi, 30 Nisan Bipolar Günü kapsamında, bu hastalığa dair farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Toplumun bilinçlendirmek için ise önemli bir fırsat sunuyor.
Bipolar bozukluk nedir?
Bipolar bozukluk, kişinin aşırı neşeli, enerjik olduğu manik dönemler ile derin üzüntü ve isteksizlik içeren depresif dönemler arasında gidip geldiği kronik bir ruh sağlığı hastalığıdır. Bu iniş çıkışlar, kişinin sosyal hayatını, iş performansını ve hatta fiziksel sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Ataklar arasında bireyler tamamen sağlıklı görünebilirken, hastalık aniden yeniden ortaya çıkabilir.
Kimi zaman bireyler aşırı enerjik, taşkın ve kendine güveni yüksek hissettikleri manik ataklar yaşarken, kimi zaman da derin bir çökkünlük ve isteksizlikle kendini gösteren depresif dönemler ile karşı karşıya kalırlar. Psikiyatrist Uzm. Dr. Ferah Vedi, bipolar bozukluğun bireyin günlük yaşantısını, iş hayatını ve sosyal ilişkilerini doğrudan etkilediğini belirterek, bu hastalığın yönetilebilir olduğunu ancak doğru tedavi yöntemleriyle mümkün kıldığını vurguluyor.
Bipolar bozukluğun belirtileri nelerdir?
Bipolar bozukluk iki temel dönemden oluşur: manik ve depresif ataklar. Manik ataklar sırasında bireylerde olağandışı enerji artışı, aşırı konuşkanlık, düşünce hızlanması, uyku ihtiyacında azalma, riskli davranışlara yönelme ve abartılı özgüven gözlemlenebilir. Depresif ataklarda ise yorgunluk, enerji kaybı, karamsarlık, umutsuzluk, intihar düşünceleri, uyku ve iştah düzensizlikleri gibi belirtiler ortaya çıkar.
Depresyon, her yaş ve sosyoekonomik düzeyden insanda görülebilir. Herhangi bir altı aylık zaman diliminde yaygınlığı yüzde 4 dolayındadır. Yaşam boyu yaygınlık oranı yüzde 15-25 oranındadır. Kadınlarda iki kat daha sık görülür. Yaşam kalitesini düşürür, hastanın ailesi ve çevresi ile olan ilişkileri bozulur, iş veriminde azalma, iş günü kaybı olur. Aynı zamanda tıbbi masraflar artar; aile ve toplumun maddi yükünü arttırır ve bakmak zorunda olanlara maddi/manevi yük getirir.
Uzm. Dr. Ferah Vedi, manik ve depresif dönemlerin kişiden kişiye farklı seyredebildiğini ve bu dalgalanmaların hem bireyin hem de yakın çevresinin hayatını derinden etkilediğini belirtiyor.
Bipolar bozukluğun sebepleri ve tedavi süreci
Bipolar bozukluğun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörlerin ve beyindeki kimyasal dengenin bozulmasının hastalığın oluşumunda önemli rol oynadığı düşünülüyor. Aile öyküsünde bipolar bozukluk bulunan bireylerde hastalığın ortaya çıkma olasılığı daha yüksek. Bununla birlikte, stres, travmatik yaşam olayları ve madde kullanımı da hastalığın tetikleyici unsurları arasında yer alıyor.
Tedavi sürecinde ilaç kullanımı büyük önem taşıyor. Duygudurum dengeleyicileri, antidepresanlar ve antipsikotik ilaçlar, hastaların belirtilerini kontrol altına almak için kullanılıyor. Tedavinin iki temel aşaması bulunuyor: akut dönem tedavisi ve idame tedavisi. Akut tedavide, manik veya depresif belirtilerin hafifletilmesi amaçlanırken; idame tedavisinde ise hastalığın tekrar etmesini önlemek hedefleniyor.
Bipolar bozukluğu yönetmenin en etkili yollarından biri de düzenli psikiyatrist kontrolü ve psikoterapi. Ayrıca, bireylerin stres yönetimi konusunda destek alması, düzenli uyku alışkanlığı kazanması ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi de hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir.
Bipolar Bozukluğun Toplum Üzerindeki Etkisi
Bu hastalık yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda onların ailelerini ve sosyal çevrelerini de derinden etkiler. Kişinin iş hayatındaki verimliliği düşebilir, ilişkileri zarar görebilir ve ciddi mali sorunlarla karşılaşabilir. Ayrıca, toplumdaki damgalama ve önyargılar, bipolar bozukluğu olan bireylerin yardım almasını zorlaştıran faktörler arasında yer alıyor.
Toplumda farkındalık şart!
Bipolar bozukluk hakkında toplumda hala pek çok yanlış inanış mevcut. Güneşli Erdem Hastanesi’nde görev yapan Psikiyatrist Uzm. Dr. Ferah Vedi, bu hastalığın kişinin iradesine bağlı olmadığına ve tamamen biyolojik ve psikiyatrik temellere dayandığına dikkat çekiyor. Hastaların çevrelerinden anlayış ve destek görmelerinin tedavi sürecinde kritik bir rol oynadığını belirtiyor.
30 Nisan Bipolar Günü, toplumda bu konudaki farkındalığı artırmak için önemli bir fırsat sunuyor. Ruh sağlığı uzmanları, bireyleri ve yakınlarını bilgilendirerek, bipolar bozukluğu olan kişilerin yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefliyor. Unutulmamalıdır ki, doğru bilgiye ulaşmak ve bilinçlenmek, bu hastalıkla mücadelede en büyük güçtür.