Biotrend, yeni dünyanın gelecekteki ticari faaliyet alanlarının enerji, geri dönüşüm, bilişim ve tarım olacağından hareketle, bu sektörlerin tamamını kapsayan bir proje olarak 50 dönümlük topraksız cam sera yatırımına 2 yıl önce imza attı. Yetiştiği “SİVAS” ile “SERA” kelimelerini birleştirerek “SİVERA” olarak adlandırılan domatesler bugün ilk hasatını verdi. Maven Tarım ile ortak çalışılan proje çerçevesinde, daha az alanda, sağlıklı ve verimli domatesler Hindistan cevizi kabuklarında yetiştirilerek üretildi. Modern, topraksız cam serada, domateslerin yetişmesi için Sivas’ta bulunan Biotrend tesisinde çöpten elde edilen enerji ile açığa çıkan ısı kullanılıyor.
Biotrend Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Nalçacıoğlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Dünyadaki en son üretim teknolojisinin kullanıldığı bu sera, yenilenebilir enerji kaynağı olarak; evsel atıklardan çıkan biyogazı kullanarak, elektrik üreten motorlardaki ceket suyu ve bacasından çıkan atık ısının bir arada kullanıldığı Türkiye’nin ilk modern sera projesi olma özelliğine sahip. 135 milyon TL’ye mal olan bu yatırımın ilk hasadında 40 ton domates elde ettik. Bu domateslerin 11 tonunu yerli pazara ve paydaşlarımıza gönderdik. Geriye kalan 19 ton ile ilk ihracatımızı Hollanda’ya gerçekleştirdik. 2024 yılını 1500 ton ile kapatmayı öngörüyoruz. Dünya nüfusunun hızla artması sebebiyle tarım ve gıdaya olan ihtiyaç giderek artış gösteriyor. Sivera ismini verdiğimiz aşkla büyüyen domateslerimizle, Biotrend olarak bu alandaki yerimizi hızla almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.”şeklinde konuştu.
İlk yetiştirildiği Peru’da yaban bitkisi olarak keşfedilen, İnka ve Aztek uygarlıklarının ise milattan sonra 700 yılında yetiştirmeye başladıkları domates; İspanyol denizci Cortez tarafından Avrupa’ya uzanan yolculuğunda başına geleceklerden habersizdi. İspanyol denizci Cortez, 1519 yılında Kosta Rika’nın Montezuma bölgesinden aldığı tohumları İspanya’ya götürdü. Bu sayede Avrupa domates ile tanıştı. Rönesans döneminin İspanyol botanikçisi Pietro Andrea Mattioli domatese altın elma anlamına gelen “pomi d’oro” ismini takmış. Zira o dönem domatesler çoğunlukla sarı renkliymiş. Ardından Fransızlar aşk elması anlamına gelen “pommes d’amour” adını kullanmışlar domates için.