Erken evrelerde belirti vermeyen pankreas kanseri genellikle geç fark edilen bir kanser
türü. Ancak günümüzdeki teknolojik gelişmeler sayesinde erken tanının mümkün olduğunu
dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sedat
Karademir, “Yapay zekâyla yapılan tıbbi kayıt taramaları sayesinde risk altındaki hastalar
daha erken tespit edilebiliyor. 65-74 yaş aralığında olanlar, sigara kullananlar, diyabetliler,
fazla kilolular ve ailesinde pankreas kanseri öyküsü bulunan kişilerin yapay zekâyla sıkı
takibi, hastalığın erken dönemde yakalanma şansını artırdığı için çok önemli” dedi.
Tümörün pankreas içindeki yerleşimine göre kişide farklı belirtiler gözlemlenebildiğini ancak
en önemli noktanın ağrısız gelişen sarılık olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi
Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sedat Karademir, “Bu durum, pankreas kanseri
açısından önemli bir klinik bulgudur. Pankreasın baş kısmına oturmuş bir tümör sarılık, ciltte
kaşıntı, hazımsızlık ve kilo kaybı yakınmaları ile kendini gösterirken, pankreasın gövdesine
yerleşen tümörler daha çok karın ve sırt ağrısı yakınmalarına neden olabilir. Kuyruk
bölgesindeki tümörler ise herhangi bir şikâyete yol açmadan sinsi bir şekilde büyüyebilir”
diye konuştu.
Gelişmeler umut vadediyor
Günümüzde erken evrede tanı konulan hastalarda yeni gelişmelerle cerrahi tedavi ve kür
şansının daha yüksek olduğunu vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sedat Karademir,
“Son dönemde pankreas kanseri tedavisinde özellikle immünoterapiler, hedeflenebilen
tedavi seçenekleri ve erken teşhis yöntemleri başarı oranı açısından gelecek vadediyor”
şeklinde konuştu.
Erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavi ile kanseri atlatmak mümkün
Cerrahi tekniklerdeki son gelişmeler, dikkatli hasta seçimi ve gelişen minimal invaziv
yöntemler sayesinde daha iyi bir noktaya ulaşılmış olsa da çoğu hastanın ilerleyen evrelerde
hekime başvurduğunu belirten Prof. Dr. Sedat Karademir, “Kanserin ilerlediği dolayısıyla
cerrahinin mümkün olmadığı metastatik hastalarda kemoterapi ve radyoterapi gibi
seçeneklerden faydalanılıyor. Oysa riskli hastaların düzenli kontrolü sağlandığında yüksek
ihtimalle gelişmiş cerrahi tedavi yöntemlerinden faydalanmak mümkün” dedi.
Hastalığın cerrahi tedavisindeki başarısının; kanserin evresine, tümörün tamamen çıkarılabilir
olup olmamasına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olduğunu söyleyen Karademir, “Bu
yüzden her klinik durum için en iyi tedaviyi seçmeye odaklanan, kişiselleştirilmiş ve
multidisipliner bir yaklaşım şart. Cerrahinin deneyimli bir ekip tarafından yapılması, ameliyat
sonrası komplikasyon oranlarını ve olası diğer riskleri azaltması hastalarda yüksek sağ kalım
oranları sağlıyor” bilgilerini verdi.