DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Bilim insanları kanser tedavisinde bulantı, saç dökülmesi gibi olumsuz etkileri ortadan kaldıracak bir sistem geliştiriliyor

İstinye Üniversitesi’nin yürütücülüğünü üstlendiği TÜBİTAK projesiyle kanser tedavisinde sağlıklı hücrelere zarar vermeden tedaviyi mümkün kılacak nanopartiküler sistem geliştirilmesi için çalışılıyor.

Bilim insanları kanser tedavisinde bulantı, saç dökülmesi gibi olumsuz etkileri ortadan kaldıracak bir sistem geliştiriliyor
29.11.2022 13:00
330
A+
A-

İstinye Üniversitesi’nin yürütücülüğünü üstlendiği TÜBİTAK projesiyle kanser tedavisinde sağlıklı hücrelere zarar vermeden tedaviyi mümkün kılacak nanopartiküler sistem geliştirilmesi için çalışılıyor. Bu sistemle kanser tedavisinde kullanılan anti-kanser ajanlarının sağlıklı hücrelere zarar vermeden tedaviyi mümkün kılması hedefleniyor. Bu sayede kanser hastalarının tedavi sürecinde yaşadıkları saç dökülmesi, bulantı, kusma, iştahsızlık, yorgunluk gibi yaşam kalitesini düşüren etkilerin ortadan kaldırılması amaçlanıyor.

 

Günümüz kanser tedavisinde kullanılan anti-kanser ajanları seçici olarak hedeflenen bölgeye ulaşamadığından bir yandan kanser hücrelerini öldürürken, diğer yandan sağlıklı hücrelere de zarar vererek, saç dökülmesi, bulantı, kusma, iştahsızlık, yorgunluk, ağızda yaralar, enfeksiyon riski gibi durumlara neden oluyor ve hastanın yaşam kalitesini düşürüyor. İstinye Üniversitesi’nin (İSÜ) yürütücülüğünü üstlendiği, “Hedeflendirilmiş Kanser Tedavisine Yönelik Amfifilik Dallanmış Polimerik Nanopartiküler Sistemlerin Geliştirilmesi” adlı TÜBİTAK projesiyle kanser tedavisinde sağlıklı hücrelere zarar vermeden tedaviyi mümkün kılacak bir sistem geliştiriliyor. Dr. Öğretim Üyesi Ayça Bal Öztürk yürütücülüğünü üstlendiği projede araştırmacılar İstinye Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Hakan Darıcı ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Emik, geliştirdikleri nanopartiküler sistemle kanser tedavisinde kullanılabilecek etken maddeyi, sağlıklı hücrelere zarar vermeden sadece kanserli bölgeye entegre etmeyi amaçlıyor. 

 

“Etken maddeyi sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanserli bölgeye salıyor”

Projenin yürütücüsü Dr. Öğretim Üyesi Ayça Bal Öztürk, çalışmanın amacını “Gerçekleştirilen proje kapsamında, hedeflendirilmiş̧ kanser tedavisinde kullanılabilecek, etken maddeyi sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanserli bölgede salma kapasitesine sahip, taşıdığı ligand sayesinde kanser hücrelerinin yüzeyinde bulunan reseptörlere spesifik olarak bağlanabilen ve folat reseptör aracılı endositoz ile hücre içine alınabilen polimerik nanopartiküler sistemlerin geliştirilmesi amaçlanıyor” diyerek anlatıyor. 

 

“Geliştirilen nanopartiküller tümör dokusuna kolaylıkla ulaşabilecek boyutlara sahip” 

Bu proje kapsamında geliştirilen nanopartiküler sistemle ilgili bilgi veren Öztürk, yapılan çalışmaları şöyle özetliyor:

“Bu proje kapsamında geliştirilen nanopartiküler sistemle, amfifilik çekirdek-kabuk yapısında, çekirdek kısmı dallanmış̧ poli (amino ester) esaslı polimer, kabuk kısmı ise poli (etilen glikol)-b-poli (ε-kaprolakton) diblok polimerlerinden oluşan folik asit takılı biyouyumlu multifonksiyonel polimerler geliştirildi. Yapının çekirdek kısmının poli (amino ester) esaslı bir polimer seçilmesindeki amaç, bu polimerin pH’a duyarlı olmasındandır. Böylelikle; nanopartiküllere hapsedilen anti-kanser ajanı, pH’ a duyarlı bir şekilde sağlıklı hücrelere zarar vermeden spesifik olarak tümör hücrelerine ulaşarak reseptör aracılı endositoz ile hücre içine alınıp endozomlarda salınabildi. Yapıda bulunan hidrofilik PEG zincirleri sayesinde, nanopartikül formülasyonları kan dolaşımında uzun süre kalabilen bir sistem olma özelliği taşıyor. Geliştirilen nanopartiküller kan kılcal damarlarından sızmayacak, makrofajlar tarafından yakalanmayacak ve tümör dokusuna kolaylıkla ulaşabilecek boyutlara sahip. Nanopartiküllerin, yapılarına takılı olan hedefleme ajanları sayesinde spesifik olarak kanser hücrelerine hedeflenmeleri ve reseptör aracılı endositoz ile hücre içine alınımı sağlanabildi.”

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı