DOLAR
34,7367
EURO
36,5541
ALTIN
2.951,51
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
11°C
İstanbul
11°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Çok Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C

10 saatlik bir ameliyatla ayak parmağı, eline nakledildi

10 saatlik bir ameliyatla ayak parmağı, eline nakledildi
15.05.2024 12:33
13
A+
A-

27 yaşındaki evli ve bir çocuk babası Tarık Kuzu, 2 yıl önce büyük bir iş makinesine elini kaptırdı. Doktorlar Tarık Kuzu’nun elinin kesilmesi gerektiğini ve parmakların dikilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Daha sonra Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’ne sevk edilen Tarık Kuzu, 2 yılda 12 ameliyat olarak sağlığına kavuştu. Hastaneye geldiğinde elinde sadece 2 parmağının kaldığını ve kendi elinin kendisine gösterilmediğini, durumun ilk başta çok ağır olduğunu söyleyen Tarık Kuzu, “Geçtiğimiz ay son ameliyatımı oldum. 10 buçuk saatlik bir ameliyatla ayağımdan elime parmak nakli yapıldı. Aylarca fizik tedavi gördüm. Artık bebeğimizi kucağıma alıp sıkıca tutabildiğim için çok mutluyum. Ameliyatımı yapan Dr. Serdar Düzgün hocama ve tüm ekibe minnet duyuyorum” dedi.

Bir fabrikanın ekstrüzyon bölümünde paketlemeci olarak çalışan Tarık Kuzu, 2022 yılının Kasım ayında, henüz 25 yaşındayken gece mesaisindeyken iş kazası geçirdi. Havalandırma filtresine ufak bir plastik parça kaçtığını, onu çıkarmaya çalışırken elini makinenin içerisine soktuğunu ve geri çekemediğini anlatan Kuzu, “Beni hemen en yakın hastaneye kaldırdılar. İlk gittiğimiz hastanede doktor 2 parmağım durmasına rağmen elimin tamamını kesmek zorunda kalacağını dile getirdi. Ardından beni Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’ne getirdiler” diye konuştu.

Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’ne geldiğinde Dr. Serdar Düzgün’ün kendisini muayene ettiğini ve kendisine moral verdiğini anlatan Tarık Kuzu, “Doktor babama elimin fotoğrafını göstermiş. Babam orada el diye bir şey görmediğini söyledi bana. Ben de elimin üst kemiklerinin olmadığını hatırlıyorum. Bir süre elime hiç bakamadım” dedi.

2 parmağa protez takılacak

25 gün Anadolu Sağlık Merkezi’nde yattığını anlatan Kuzu, “O dönemde üst üste çok sık ameliyat oldum. Serdar Hoca bana o dönemde çok moral verdi. Mikrocerrahi yöntemiyle toplamda 12 kez ameliyat oldum. Dizimden de parça aldılar ele eklediler. Ayak baş parmağının yanındaki ikinci parmağı baş parmak olarak elime naklettiler. Burada sinirler tek tek dikildi. Ayağıma bakınca eksik bir parmak yok gibi duruyor, eksik bir parmak olduğunu anlamak için saymanız lazım. Hatta ameliyattan sonra ‘Hocam hangisini aldınız’ diye espiri bile yaptım. Yani benim şu anda baş parmağım, işaret parmağım ve serçe parmağım var. Orta ve yüzük parmağım yok. 2 parmağım içinse ten uyumuyla orantılı olan protezler var, bunlara bakacağım. Görüntü amaçlı onları takacağım. İşaret, serçe ve baş parmak en değerli olan parmaklar. Zaten baş parmak yüzde 60’ıdır elin. Çünkü baş parmakla her şey yapılabilir. Baş parmak ve işaret parmakla birlikte bir şeyler kaldırabilir” açıklamasında bulundu.

Herkes engelli adayı

Tedavi süreci boyunca insanların konuşurken sürekli acıyarak eline baktığını dile getiren Tarık Kuzu, “Beni insanlar çok etkiledi. Bizim insanımız ah ah, vah vah yapmayı çok seviyor. Kendi çevremden de öyle tepkiler aldım. İnsanlar benimle konuşurken yüzüme değil elime bakıyorlardı, o yüzden ben hep elimi kaçırmaya, saklamaya çalışıyordum. Psikolojik olarak zorlandım, psikolojik destek aldım, ama başta eşim olmak üzere tüm ailem ve iş arkadaşlarım hep yanımdaydı. O çok iyi hissettirdi bana” dedi.

Gebze Belediyesi Ampute Futbol Takımı’na gitmek istediğini paylaşan Kuzu, “Kulübü ziyaret ettim, çok sıcak karşılandım. Kimisinin bacakları yoktu, kimisinin doğuştan iki parmağı vardı, kimisinin parmakları var ama eli gelişmemişti… Ampute Futbol Takımı’nda insanlar bana ‘Normal böyle şeyler, takılma, motivasyonunu yüksek tut’ gibi cümlelerle destek oldular. Ben arkadaşlarımla buluştuğumda elimi hep masanın altında tutardım, saklardım sonra bir gün, aldığım bu destek sayesinde elimi masanın üstünde bıraktım ve masadaki insanların yüzüne hiç bakmadım. Elime baksalar da insanları umursamamaya başladım. Çünkü utanılacak bir şey yapmadım, bu herkesin başına gelebilecek bir şey. ‘Hepimiz bir engelli adayıyız’ derler, çok doğru. Yolda arabayla giderken insanın başına ne geleceği belli olmaz” dedi.

Elimi kullanabilecek olmam beni mutlu ediyor

Şu anda hareket ettirebildiği bir baş parmağı olduğunu dile getiren Tarık Kuzu, “Bundan sonra elimi kullanabileceğimi biliyorum ve bu beni mutlu ediyor. İlk doğduğu zamanlar çocuğumu tutmakta zorlanıyordum ama şimdi baş parmağım var ve ben bunu daha da güçlendirip çocuğumu tutabileceğim. Kaybettiğim bir şeyin hüznü vardı, kaybettiğim parmağımın yerine yeniden bir parmak geldi, içimde bunun sevinci var. Ameliyatlarımı gerçekleştiren Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanları Dr. Serdar Düzgün ve Prof. Dr. Haluk Duman’a, ayrıca, uyguladığı fizik tedavi sayesinde elimi daha iyi kullanabilmemi sağlayan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı’ya ne kadar teşekkür etsem az” diye konuştu.

*****

DOKTORU NE DİYOR?

“Hastamızın elini ampute edilmekten kurtardık” 

Op. Dr. Serdar Düzgün (Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı)

Hasta bize geldiğinde total, ezici, parçalayıcı el yaralanması vardı. Bu yaralanma çeşidi, uygun olmayan merkezlerde ampütasyon ile sonuçlanır. Yani hastanın el bileğinden itibaren bütün eli ve dokuları kesilir. Ancak biz, bu gencin elini kurtarmaya karar verdik. Ameliyatlarda mikrocerrahi yöntemiyle damar ve sinir onarımları yaptık. Bütün kemiklerini tekrar düzenledik. Fakat birinci, üçüncü ve dördüncü parmaklar onarılamayacak düzeyde zarar görmüştü, dolayısıyla onları almak zorunda kaldık. İki sene içerisinde toplam 12 ameliyat gerçekleştirdik. Peyderpey, aşamalı olarak eli sağlığına kavuşturmaya çalıştık. Bütün yumuşak dokularını kapattık, sonucunda da ikinci ve beşinci parmağını işler vaziyete getirdik. El cerrahisinde en öncelikli şey tutma fonksiyonudur. Elin yaklaşık yüzde 50-60 işlevini tutma fonksiyonu karşılıyor. Bunun için de birinci parmağın karşısında ikinci veya üçüncü parmağın olması gerekiyor. Birinci parmağın onarımını planladık fakat bu onarım için bütün yumuşak dokuların iyice iyileşmesi ve fizik tedavinin bir miktar devam etmesi gerekiyordu. Yeterli iyileşme gerçekleştikten sonra ikinci ayak parmağını eline naklederek, birinci el parmağının onarım ameliyatını gerçekleştirdik. Bu son derece kompleks bir ameliyat çünkü hem kemiği hem damarları hem sinirleri hem de tendon ve bağ dokularını onarmak gerekiyor. Aynı zamanda ayak parmağının da çok dikkatlice alınması gerekiyor. Daha sonra alınan parmağı anatomik pozisyonda yeni yerine koymanız gerekiyor. Tabii işlemden sonra bütün onarılan tendonların, sinirlerin, damarların da çalışması gerekiyor. Yaklaşık 10 buçuk saat süren bir ameliyattan sonra biz bunu başarmış olduk. Son durumda hastanın artık birinci parmağı var ve fizik tedaviyle birlikte hastanın tutma fonksiyonu geri gelecek. Artık elini kullanarak günlük işlerini kendi başına yapabilecek durumda.

Burada sadece el değil, ayaktaki dokuların da çok dikkatli bir şekilde alınması gerekiyor. Ayak parmağının alınma işleminden sonra oranın da ayrıca onarılması gerekiyor. Bu onarım sırasında da oradaki bağların, tendonların ve ana yapı elemanlarının tekrar dizayn edilmesi gerekiyor. Biz bunu da kolaylıkla yaptık ve şu anda ayağa dışarıdan bakıldığında, şeklinde herhangi bir anormallik görünmüyor. Bu ameliyatları çok özel bir mikroskopla gerçekleştiriyoruz. Ameliyat ettiğimiz bölgeyi yaklaşık 25 kat büyütüyor. Bu büyütme oranı sayesinde biz bütün anatomik oluşumları, dokuları, sinirleri çok rahat bir şekilde görebiliyoruz ve bu oluşumları özel aletlerle onarıyoruz. Hekimler olarak bilgi birikimimizi ve deneyimimizi son teknoloji ile birleştirdiğimizde hastalarımıza çok ciddi faydalar sağlıyoruz. Elin ampute olmaması için deneyim ve teknoloji çok önemli.

Hastanın el fonksiyonunu en üst düzeye getirmek için yaralanmış dokuları peyderpey ameliyat ettik. Kemiklerini, tendonlarını, kemik akslarını yeniden düzenledik; fizik tedavisini yaptırdık ve yapışan tendonları yeniden onardık. Bütün bu aşamalarla hastayı bugüne kadar getirdik. Özellikle ezici parçalayıcı yaralanmalarda her zaman birkaç ameliyat olur. Bunun sebebi, bir doku iyileşiyor başka bir yere geçiyoruz, başka bir doku iyileşiyor farklı bir yere geçiyoruz… Örneğin tendon iyileşince sinirleri onarıyoruz. Bu şekilde aşamalı işlemler gerçekleştiriyoruz. Bunlar çok definitif ameliyatlar ama bazen hareketsizliğe bağlı olarak tendon yapışmaları olabiliyor. Bazen de sinirlerde iyileşme problemleri gerçekleşebiliyor. Bu nadir istisnalar haricinde, bunlar yüz güldürücü sonuçları olan ameliyatlar. Hastamız Tarık Kuzu’nun da durumu şu an gayet iyi”…